Çin Neden Bunları Yiyor?

food

Çin mutfağı oldum olası bizim coğrafyamıza çok yabancı, korkutucu, hattâ tiksindirici gelmiştir. Özellikle bu son salgın hâdisesinden sonra, Çin mutfağı iyiden iyiye tartışılır oldu. Bu konuda Çin açık eleştirilerin odağında. Peki, Çin neden bunları yiyor? Öncelikle belirtmeliyim ki, Çin üzerinden yaratılan algı çok manipülatif. Zîrâ börtülü böcekli, akla hayâle gelmeyen hayvanların olduğu bir yemek kültürü sâdece Çin’e mahsus değil. Latin Amerika’dan Afrika’ya, tüm Güneydoğu Asya’dan Hindistan’a, birçok coğrafyada bu tür egzotik yiyecek tüketimi son derece yaygın. Buna ek olarak, Çin’de

Devâmı

Corona Modern Çağın Vebâsı mı?

veba1

13. Yüzyıl’ın dünyasında Orta Asya’da devâsâ bir güç ortaya çıkıverdi: Moğollar. Moğol orduları o kadar hızlı ve o kadar acımasız bir ilerleme gösterdi ki, 20 yıl içinde Afrika’dan daha büyük bir alanı ele geçirdiler. Târihte eşi benzeri görülmemiş bu istilâ sonucunda onlarca devlet yıkıldı, yüzlerce şehir ve kasaba harâbeye döndü. Milyonlarca insan savaşlarda ya da savaşlardan doğan kıtlıklardan, hastalıklardan öldü. Çok daha fazlası ise yerini yurdunu terk etmek zorunda kaldı ve göç etti. Moğol istilâsı, kaçınılmaz olarak Çin’i de avucuna

Devâmı

Avrupa Feodalizminin Çöküşünde Avrupa Yahudilerinin Etkisi

venediktaciri

Mazbut bir Yahudi seyyâhı ve aynı zamanda büyük ihtimâlle mücevherât tüccârı olan Benjamin Tudela’nın seyahât notları, çağdaşları arasındaki en güvenilir ve objektif kaynaklar olarak göze çarpmaktadır. 1168 yılında Tudela, yaşadığı çağın en büyük şehri olan Konstantinopolis’e geldi. 1159-1172 yılları arasında yaptığı tüm seyahâtleri yazıya dökmüş olan Tudela, Konstantinopolis’te hatırı sayılır bir zaman geçirdi. Öyle ki, notlarında bu şehri olabildiğince ayrıntılı olarak anlatmıştır. Tudela’nın anlattığına göre, Konstantinopolis’te yaklaşık 2.500 Yahudi yaşıyordu. Tudela bunları, “ipek konusunda uzman ve her türlü ticâretle uğraşan”

Devâmı

İstanbul Çürümesin, Anadolu Dirilsin!

population

İstanbul’un çürüyüşü 150 yıl önce değil; Celâlî İsyanları ile, İstanbul için milyonlarca kilometrekarenin sömürülmesi ile, sömürülen ve yoksullaştırılan taşranın İstanbul’a akmaya başlaması ile, hâsılı Yükseliş Dönemi zannedilen Baş Aşağı İniş Dönemi ile başladı. İstanbul, Kânunî’den başlayarak kanserleştirildi. Kendisini de, milyonlarca kilometrekareyi de sömürdü, tüketti. Avrupa’daki kasabalar birer medeniyet şehrine dönüşürken, İstanbul ve sömürdüğü geniş coğrafya günden güne taşralaştı, yozlaştı, yoksullaştı. Çünkü İstanbul, süslü binâlar yapmayı medeniyet zanneden hazır yiyicilerin elinde kaldı. O binâlar ki, mîmarîleri bile onları yaptıranların yaratıcılığından değil,

Devâmı

Homo Sapiens’in Büyük Çıkmazı: Evrimsel Zekâ İle Sezgisel Zekâ

brainheart

Beşeriyet, evrimin doğal bir gereği olan çatışmayı yaşıyor: Evrimsel zekâsı daha az gelişmiş bireyler, evrimsel zekâsı daha gelişmiş türün diğer bireylerinden geride kalıyor ve ileriye doğru yürüyen tür, geride kalanı yalnız bırakıyor. Biz, bunu ilk kez yaşamıyoruz. Homo Sapiens türü ilk adımlarını atarken, dünyanın geri kalan yerlerinde daha geri evrimsel aşamalar yoğunluktaydı. Neanderthal, Cro-Magnon gibi birçok geri tür, hem kendi arasında hem de birbiri ile hem savaş hem üreyiş hâlindeydi. Bu hengâmede Sapiens’in durumu da çok farklı değildi. Sapiens, hem

Devâmı

Site Footer

Sliding Sidebar

    2019 © Oğuz Evren KILIÇ.   Bu internet sitesindeki tüm yazılar ve diğer içerikler izinsiz kopyalanamaz ve kullanılamaz. Tüm içeriğin hakkı mahfuzdur.