Stadtluft Macht Frei*

kent

Şehirler çok kalabalık. Taşra bomboş. Şehirler işsiz insan yığını. Taşrada tarlalar, meralar, sokaklar ıssız. Peki, neden? Bu aralar sosyal medyada “Babanızın babasının doğduğu yerde yaşıyor olsaydınız nerede olurdunuz, ne yapıyor olurdunuz?” diye bir soru dolaşıyor. İnsanlardaki can sıkıntısını kullanarak “big data” toplayan bu tür oyunlara ve sorulara değinmeyeceğim. O, başka bir zamanın konusu. Bu soru, aslında ülkemiz için en yaşamsal sorulardan biri. Bu sorunun cevâbı, büyük çoğunluğumuz için taşrayı ve bir taşra yaşantısını işâret ediyor. Çünkü neredeyse hepimizin üçüncü, hattâ

Devâmı

Çay, Kripto ve Sempati

kripto17

Yıl 1924. Henüz savaştan çıkmış olan Anadolu, ardı arkası kesilmeyen 350 yıllık dayaklardan dolayı haşat olmuş vaziyette. Üstte yok, başta yok. Ülkede erkek nüfusu, bir kutu dolusu yanmış kibritten hâllice. Kadın nüfusu desen, Anadolu’dan daha yıkık dökük. Daha 1 yaşındaki Cumhuriyet’in yarını var mı yok mu, belli değil. Ve böyle bir ortamda, böyle bir yoklukta, bir vizyon ortaya konuluyor: Ülkenin hem dışarı harcama yapmasını engellemek hem de dışarıya mal satarak para kazanmasını sağlamak için bir şeyler yapmalı. Yapılması planlanan o

Devâmı

Bir Kripto Kıyâmet Kurgusu: Devletlerin Saldırısı

kripto11

Kripto para olgusu var olduğundan bu yana kripto paralar hakkında en çok tartışılan hususların başında, kripto paraların varlığının ne kadar güçlü ve stabil olduğu sorusu geliyor. Eskimiş konvansiyonel ekonomik sistemin savunucuları, ki ben onlara “statükocular” diyorum, çoğunlukla Bitcoin ve diğer tüm kripto paralardan oluşan kripto para ekosisteminin devâmlılığının olmadığı, bir gün bu ekosistemin devletler eliyle kolayca yok edileceği gibi bâzı iddiâlar ileri sürüyor. Peki, bu iddiâlar ne kadar doğru? Gerçekten bir gün devletler kripto paralara savaş açar mı? Savaş açarlarsa

Devâmı

Corona’dan Sonra Ne Olacak?

corona

İnsanlar büyük korkulardan ve krizlerden sonra daha anlayışlı, daha empatik, daha uzlaşmacı olmazlar. Aksine daha bencil, daha korumacı, daha çatışmacı olurlar. Çünkü “kurt kışı geçirir ama yediği ayazı unutmaz”. Bu salgının sonrasında dünyanın çok daha uzlaşmacı ve dayanışmacı olacağını düşünenler ne yazık ki yanılıyorlar. Daha şimdiden başlayan bir sorumlu, hattâ suçlu arayışı, salgın bittikten sonra tam bir cadı avına dönüşecek. Tabii bu cadı avı gerek devletlerin gerek diğer güç odaklarının ideolojik yönlendirmeleri ile kitlesel bir manipülasyona dönüşecek. Hedefe sâdece Çin’in

Devâmı

Çin Neden Bunları Yiyor?

food

Çin mutfağı oldum olası bizim coğrafyamıza çok yabancı, korkutucu, hattâ tiksindirici gelmiştir. Özellikle bu son salgın hâdisesinden sonra, Çin mutfağı iyiden iyiye tartışılır oldu. Bu konuda Çin açık eleştirilerin odağında. Peki, Çin neden bunları yiyor? Öncelikle belirtmeliyim ki, Çin üzerinden yaratılan algı çok manipülatif. Zîrâ börtülü böcekli, akla hayâle gelmeyen hayvanların olduğu bir yemek kültürü sâdece Çin’e mahsus değil. Latin Amerika’dan Afrika’ya, tüm Güneydoğu Asya’dan Hindistan’a, birçok coğrafyada bu tür egzotik yiyecek tüketimi son derece yaygın. Buna ek olarak, Çin’de

Devâmı

Site Footer

Sliding Sidebar

    2019 © Oğuz Evren KILIÇ.   Bu internet sitesindeki tüm yazılar ve diğer içerikler izinsiz kopyalanamaz ve kullanılamaz. Tüm içeriğin hakkı mahfuzdur.