Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu ve İttihad ve Terakki Cemiyeti Pratiği

itc

Türk milliyetçiliğinin milâdı bir Kazan Tatarı olan Yusuf AKÇURA’nın “Üç Tarz-ı Siyâset” isimli makâlesinin yayınlanması olarak gösterilse de, kökenleri îtibârı ile Türk milliyetçiliğinin doğuş zamanı çok daha öncelere, Nizâm-ı Cedid günlerine kadar gitmektedir. Zîrâ 1789 Fransız Devrimi’nin olduğu yıl “büyük bir tesâdüfle” tahta çıkmış olan ve yine Fransız Devrimi’nin mottosu “Novus Ordo Seclorum (Yeni Dünya Düzeni)” ile benzeşik “Nizâm-ı Cedid (Yeni Düzen)” isimli bir reformlar silsilesini başlatan III. Selim’in döneminde Osmanlı toprakları milliyetçilik ile tanıştı. Tanışma, beklendiği üzere, Balkan topraklarında

Devâmı

İstanbul Çürümesin, Anadolu Dirilsin!

population

İstanbul’un çürüyüşü 150 yıl önce değil; Celâlî İsyanları ile, İstanbul için milyonlarca kilometrekarenin sömürülmesi ile, sömürülen ve yoksullaştırılan taşranın İstanbul’a akmaya başlaması ile, hâsılı Yükseliş Dönemi zannedilen Baş Aşağı İniş Dönemi ile başladı. İstanbul, Kânunî’den başlayarak kanserleştirildi. Kendisini de, milyonlarca kilometrekareyi de sömürdü, tüketti. Avrupa’daki kasabalar birer medeniyet şehrine dönüşürken, İstanbul ve sömürdüğü geniş coğrafya günden güne taşralaştı, yozlaştı, yoksullaştı. Çünkü İstanbul, süslü binâlar yapmayı medeniyet zanneden hazır yiyicilerin elinde kaldı. O binâlar ki, mîmarîleri bile onları yaptıranların yaratıcılığından değil,

Devâmı

Site Footer

Sliding Sidebar

    2019 © Oğuz Evren KILIÇ.   Bu internet sitesindeki tüm yazılar ve diğer içerikler izinsiz kopyalanamaz ve kullanılamaz. Tüm içeriğin hakkı mahfuzdur.