Blokzincir Teknolojisi İle Kamu Yönetimi İlişkisi: İmkânlar ve Riskler

ÖZET

20. Yüzyıl’ın ikinci yarısının başlarında ortaya çıkan dijitalleşme eğilimi, 80’li yıllardan itibâren hem toplumsal hem kamusal bir akıma dönüşmüştür. Gelişmiş ülkelerin öncülük ettiği bu akım, ekonomik ve sosyal imkânları çerçevesinde, üçüncü dünya ülkelerinde bile etkisini göstermiştir. Dijitalleşme, neredeyse tüm dünyada toplumsal bir benimsenme ile kendi altkültürünü oluşturmuştur. Bir diğer yandan dijitalleşme, Soğuk Savaş’ın sürdüğü ve sert rekâbete dayanan bir dünyada ülkeler için jeostratejik bir unsur olagelmiştir. Dijitalleşmeyi sâdece askerî, politik ya da ekonomik bir avantaj olarak görmeyip, bunu devlet-toplum ilişkilerinin temeli olan kamu hizmetlerine sirâyet ettiren Batı ülkeleri, 21. Yüzyıl’ın “dijital Asya devlerine” ilhâm kaynağı olmuştur. 

Bir yandan toplumsal düzlemde kendi altkültürünü yaratan, diğer yandan devletlerin pragmatik iştâhını kabartan dijitalleşmenin günümüzdeki son halkası, blokzincir teknolojisidir. Bu çalışmada, blokzincir teknolojisinin kamu yönetimi alanındaki etkileri ve pratikleri çerçevesinde, blokzincir teknolojisinin sunduğu imkânlar ve yarattığı riskler değerlendirilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Dijitalleşme, Blokzincir, Merkezîyetsizlik, Blokzincir, DAO, Yönetim, Yönetişim

  1. GİRİŞ

Blokzincir teknolojisini var eden fikir, merkezîyetsizleşmedir. Küresel ölçekte kabûl edildiği üzere, teknoloji dili İngilizce’dir. Teknoloji alanında İngilizce “Decentralization” olarak kullanılan kavramın Türkçe çevirisi “Merkezîyetsizleşme” olarak kullanılmaktadır. Merkezîyetsizleşmenin târihi, dijital teknolojilerden çok öncesine, insanlığın bilinen ilk yerleşimlerine dek uzanmaktadır. Herhangi bir hiyerarşinin mevcut olmadığı, katılımcılık ve oydaşma üzerine inşa’ olunmuş insan topluluklarının varlığı, merkezîyetsizleşmenin bir fikirden çok, fazlasıyla denenmiş bir pratik olduğunu göstermektedir. Dijitalleşmenin ortaya çıkışı ile birlikte otonomi üzerine kurulu iş modelleri gündeme girmiştir. Bu modellerin en bilinenlerinden biri, Salvador Allende başkanlığındaki Şili hükûmetinin İngiliz teorisyen Stafford Beer ile birlikte uygulamaya geçirmeye çalıştığı “Cybersyn” projesidir. Cybersyn projesi; 1970’li yıllarda yaygın olarak kullanılan teleks makinelerinin ve bilgisayarların kullanıldığı bir iletişim ağını temel alan, kapitalist iş modellerindeki konvansiyonel hiyerarşiden farklı bir yönetim mekanizması içeren bir sistemdir. Cybersyn projesi, 1973 yılındaki askerî darbeye kadar Şili hükûmeti tarafından yürütülmüştür. Bu proje, her ne kadar askerî cunta yönetimi tarafından yok edilmiş olsa da, kendinde sonraki döneme ilhâm kaynağı olmuştur. Cybersyn projesi, bilişim ve iletişim teknolojilerinin verimliliğini işâret etmesiyle birlikte, ABD hükûmetinin ve ABD kökenli küresel şirketlerin dikkâtini çekmiştir. ABD hükûmeti ve ABD’li şirketler, 1980’den itibâren büyük bir dijital dönüşüme girmiş, bu dönüşümün sonucunda ABD, 80’li yılların sonunda küresel bir teknoloji hegemonu hâline gelmiştir.

Cybersyn projesi, bilişim ve iletişim teknolojilerinin kamu yönetiminde etkin olarak kullanılmasına yönelik canlı bir örnek oluşturduğu kadar, dijitalleşmenin yarattığı altkültüre ve bu altkültüre dâhil olan topluluklara da yön göstermiştir. Cybersyn projesinin verdiği ilhâm, bireyin devlet karşısındaki târihsel dezavantajını ortadan kaldırmayı ya da hafifletmeyi amaçlayan kişi ve grupların bilişim teknolojilerini bu yolda nasıl kullanacaklarını işâret etmiştir. 

1982 yılında David Chaum tarafından yayınlanan “Computer Systems Established, Maintained, and Trusted by Mutually Suspicious Groups” isimli akademik çalışma, blokzincir teknolojisine dâir ilk somut adım olarak kabûl edilebilir. Blokzincir teknolojisine dâir öncül çalışmalardan bir başkası da, Stuart Haber ve W. Scott Stornetta tarafından yayınlanan “How to time-stamp a digital document” isimli çalışmadır. Blokzincir teknolojisine dâir bilinen ilk kamuya açık uygulama ise 2008 yılında Satoshi Nakamoto isimli kişi ya da grup tarafından servis edilen Bitcoin ağıdır. 

Bitcoin ağının izâhnâmesi (İng. Whitepaper), blokzincir teknolojisinin manifestosu niteliğini hâizdir. Söz konusu belgede, blokzincir teknolojisinin ve onu doğuran merkezîyetsizliğin hangi fikir ve gereksinimlerden ortaya çıktığından bahsedilmiştir. Buna göre blokzincir teknolojisi; verinin güvenliğinin sağlanmasını, verinin demokratikleştirilmesini ve merkezin yozlaşmasının önüne geçilmesini amaçlamaktadır. Merkeze bağlı olan her sistem; manipülasyona, yozlaşmaya, yıkıcı saldırılara, geri döndürülmesi çok zor kayıplara karşı çok daha savunmasızdır. Merkezin yıkılması, ağır hasar alması, manipüle edilmesi ya da bloke edilmesi durumunda, merkeze bağlı olan tüm sistem çökmektedir. Merkezîyetsizlik prensibine dayalı blokzincir teknolojisinin kullanıldığı bir yönetişim sisteminde ise sistemin çalışamaz duruma gelmesi ya da manipüle edilebilmesi için, o sistemin yürütülmesini sağlayan validatör ya da delegatörlerin çoğunluğunun ele geçirilmesi ya da etki altına alınması gerekmektedir. Böylece, blokzincir ağı içindeki tüm veri, tüm validatörler ve delegatörler, tüm akıllı sözleşmeler ve tüm işlemler eşzamanlı olarak, tüm ağ paydaşları tarafından denetlenebilmektedir. Merkezin olmadığı böyle bir iş modelinde, hiyerarşik katmanlaşmanın getirdiği yavaş bürokrasinin yerini, teknolojinin imkânları ile birleşerek çok daha hızlı ve güvenilir bir oydaşma almaktadır.

İşte tam bu noktada, kamu hizmetlerinin görülmesinde ve hattâ kamunun yönetiminde blokzincir teknolojisinin yaratabileceği etki, sunabileceği imkânlar ve yaratabileceği riskler şimdiden değerlendirilmelidir.

  1. Blokzincir Teknolojisi

Blokzincir teknolojisi dört temel unsura dayanmaktadır:

1- Validatörlerin/delegatörlerin merkezîyetsiz bir heterarşi ile birbirine bağlanması

2- Verilerin paketlenerek bloklar tarafından taşınması

3- Blokların, blokzincir ağını oluşturan validatörler/delegatörler tarafından oluşturulması ve onaylanması

4- Akıllı sözleşme

Validatörler/delegatörler, blokzincir ağını oluşturan düğümlerdir (İng. node). Bu düğümler; bilgisayar, sunucu, cep telefonu vb. oluşan birer bilişim sistemidir. Blokzincir ağı, bu bilişim sistemleri arasında kurulmuş olan iletişim ve veri aktarım ağıdır. Validatörlerin/delegatörlerin akıllı sözleşme çervesinde oluşturduğu topluluk ise “Decentralized Autonomous Organization” (kıs. DAO) olarak adlandırılmaktadır. Türkçe’ye “Merkezîyetsiz  Otonom Organizasyon” olarak çevrilebilecek bu organizasyon, herhangi bir hiyerarşinin söz konusu olmadığı bir iş modelidir. 

Blokzincir ağında veriler, “Distributed Ledger Technology” (kıs. DLT) olarak adlandırılan yöntem ile düğümler arasında dağıtılır ve kayıt altına alınır. Verilerin ağa girişi ya da ağda yaratılması, transferi, ağda yapılan tüm işlemler, düğümler tarafından onaylanır ve bu onayların ardından her bir düğüm tarafından kayıt oluşturulur. Bu kayıtların silinmesi, bozulması, geriye dönük olarak ortadan kaldırılması için düğümler arasında oydaşma gerekir. İşte bu nedenle, blokzincir ağındaki kayıtların ve verilerin manipülasyonu matematiksel olarak çok zordur. Blokzincir ağındaki düğüm sayısı ve işlem gücü arttıkça, o ağın güvenilirliği de o nispette artmaktadır. Merkezî sistemlerin en büyük handikapı, verilerin güvenliğinin sâdece merkezin kontrolüne ve denetimine bırakılmış olmasıdır. Merkezîyetsizlik prensibine dayanan blokzincir teknolojisi, merkezî sistemlerin bu handikapını neredeyse tamâmen ortadan kaldırmaktadır.

Blokzincir ağı, akıllı sözleşme tarafından otonom olarak yürütülür. Ağı oluşturan validatörler/delegatörler, akıllı sözleşme çerçevesinde ağa katılır, ağda işlemler gerçekleştirir ve ağdan ayrılır. Merkezî sistemlerde yürütme, bir kişi ya da grubun irâdesinden ibâret iken; merkezîyetsiz sistemlerde yürütme işi akıllı sözleşmelere bırakılmıştır. Cybersyn projesindeki otonom çalışma gruplarından ilhâm alan bu sistem, validatörlerin/delegatörlerin oydaşmasıyla değiştirilebilir ya da durdurulabilir.

Blokzincir ağında yapılan işlemlerin her biri o ağa özgü kriptografik algoritma doğrultusunda zaman ve benzersiz kod damgasıyla işâretlenmektedir. Böylece ağdaki işlemler, kronolojik olarak ve kamuya açık şekilde güvence altına alınmaktadır. Bu sistem sâyesinde, blokzincir ağı üzerinde gerçekleştirilen tüm işlemlerin evrensel doğruluğu ve geçerliliği karînesi söz konusudur. İşte bu nedenle, blokzincir ağları üçüncü taraf onay makâmlarına ihtiyaç duymaz ve bunlara duyulan ihtiyâcı da ortadan kaldırır. Belgeler, tapu kayıtları, ödeme araçları gibi birçok konuda blokzincir teknolojisi sâyesinde onay makâmlarına gerek kalmamıştır. 

  1. Blokzincir Teknolojisi ve Kamu Hizmetleri

Blokzincir teknolojisi, kamu hizmetlerinin dijitalleştirilmesi konusunda yeni bir seçenek olarak görülmektedir. Günümüzde dünyanın hemen her ülkesinde kamu hizmetlerinin blokzincir teknolojisi üzerinden dijitalleştirilmesi çalışmaları yapılmaktadır. 

Kamu hizmetlerinin dijitalleştirilmesi sürecinde devletlerin blokzincir teknolojisine yönelmelerinin bâzı sebepleri mevcuttur. Bu sebepler;

  • Devlet, vatandaş ve iş verilerinin güvenli bir şekilde saklanması,
  • Emek yoğun süreçlerin azaltılması, 
  • Sorumluluk yönetimiyle ilişkili aşırı mâliyetlerin azaltılması, 
  • Yolsuzluk ve kötüye kullanım potansiyelinin azalması, 
  • Hükümete ve çevrimiçi sivil sistemlere olan güvenin artması,

olarak sayılabilir. 

Şimdilik kamu hizmetlerinin yürütülmesi odağında yaygınlaşmakta olan blokzincir kullanımının, kamu hizmetlerinin karar verme aşamalarında da kullanılması konusunda çalışmalar sayıca artmaktadır. 2017 yılında Avustralya parlamentosunda, oylamalarda dijital teknolojilerin kullanılması ile ilgili kapsamlı bir rapor hazırlanmıştır. Bu raporda blokzincir teknolojisinden oylamalarda kullanılabilecek alternatif bir teknoloji olarak bahsedilmektedir. 2018 yılında OECD tarafından yayınlanan bir çalışmada ise, blokzincir teknolojisinin kamu sektöründe kullanımı ile ilgili detaylı bulgulara ve tespitlere yer verilmiştir. Bu çalışmaya göre blokzincir teknolojisi; vatandaşlık ve nüfus hizmetler, tapu kayıtları, oylama, sosyal hizmetler, lojistik, veri paylaşımı, iletişim gibi birçok alanda oldukça verimli bir şekilde kullanılabilmektedir. 2014 yılında Danimarka’da Liberal İttifak, seçimli genel kurulunu blokzincir teknolojisini kullanarak gerçekleştirmiştir. Estonya’da uygulanmakta olan internet aracılığı ile oy verme sisteminin (i-Voting) daha güvenli ve verimli hâle getirilmesi örneğinden hareketle, blokzincir teknolojisinin oylamalarda şeffaflık sağladığı ve oylamaların manipüle edilmesini engellediği tespit edilmiştir. Rusya’da sermâye piyasaları alanında faaliyet göstermekte olan devlet kurumu “National Settlement Depository” (NSD), 2018 yılından itibâren hissedârların şirket genel kurullarında blokzincir teknolojisi üzerinden oylama yapmasını sağlayan bir altyapı çalışmasına başlamıştır. ABD federal seçimlerinde ilk kez 2018 yılında Virginia eyâletinde seçimlerde blokzincir teknolojisi kullanılmıştır. Fakat ABD’de blokzincir teknolojisinin bir seçimde kullanıldığı ilk yer Utah eyâletidir. 2016 yılında Cumhuriyetçi Parti’nin başkanlık adayları arasında yapılan seçimde kapalı blokzincir ağı kullanılarak seçim gerçekleştirilmiştir.

Türkiye’de de blokzincir teknolojisinin kamu hizmetlerinin dijitalleştirilmesinde kullanımı devlet tarafından benimsenmektedir. 2019 yılında Ticâret Bakanlığı bünyesinde kurulan “Davranışsal Kamu Politikaları Ünitesi”, kamuda blokzincir teknolojisi odaklı ilk resmî birimdir. Yine Ticâret Bakanlığı tarafından yürütülmekte olan “İhrâcat Sürecinin Blokzincir Teknolojisi (Ülke İçinde) İle Uçtan Uça Tasarımı” projesi, Türkiye’de tamamlanma aşamasına gelmiş blokzincir tabanlı ilk kamu projesidir. Adâlet Bakanlığı tarafından yürütülen Ulusal Yargı Ağı Projesi’nin (UYAP) blokzincir tabanlı bir sisteme dönüştürülmesi planlanmaktadır. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü tarafından tapu kayıtlarının blokzincir teknolojisi ile dijitalleştirilmesi çalışmaları sürdürülmektedir. Son olarak, Cumhurbaşkanlığı tarafından yayımlanan 2024-202 Orta Vâdeli Program çerçevesinde yerli blokzincir teknolojilerinin geliştirilmesinin devlet tarafından destekleneceği, blokzincir teknolojisi kullanılarak menkûl kıymet ihraçlarının gerçekleştirileceği karara bağlanmıştır.

  1. İmkânlar ve Riskler

a. İmkânlar

Blokzincir teknolojisi, kamu hizmetlerinin görülmesi konusunda birçok imkân sunmaktadır. Bunların başında, üçüncü taraf onay makâmlarının dâhiliyetinin zorunluluğundan ötürü aksayan ya da yavaşlayan kamu hizmetlerinin ve işlemlerinin hızlandırılması gelmektedir. Üçünü taraf onay makâmlarına olan ihtiyâcın blokzincir teknolojisi sâyesinde ortadan kalkması, bürokratik aşamaların birçoğunun ortadan kalkmasını sağlamaktadır. Böylece kamu hizmetlerinin ve işlemlerinin görülme hızı artmakta ve mâliyetler düşürülmektedir.

Blokzincir teknolojisinin sunduğu bir diğer imkân, blokzincir ağındaki tüm işlemlerin ve verilerin kayıtlarının tutuluyor olmasının verdiği güvenliktir. Yukarıda bahsedildiği üzere, merkezîyetsizlik prensibine dayanan bir oydaşma sistemi ile çalışan blokzincir ağındaki verilerin güvenliği, merkezî sistemlere nazaran oldukça yüksektir. Verilerin manipüle edilmesindeki zorluk sâyesinde, veriler üzerinden yolsuzluk gerçekleştirme olasılığa da oldukça düşmektedir.

Blokzincir teknolojisi kullanılan bir yönetim sisteminde, katılımcılık en üst düzeyde sağlanmaktadır. Merkezî sistemlerde karar alma ve uygulama süreçleri hiyerarşik bir düzene bağlıdır. Bu hiyerarşiyi oluşturan katmanlardaki her bir kişi ya da grubun yetkinliği, irâdesi, güvenliği sorun oluşturmaktadır. Bu katmanlarda yaşanabilecek bir yozlaşma, liyâkâtsizleşme ya da  verimsizleşme, tüm sistemi doğrudan etkilemektedir. Dağıtık karar alma ve uygulama mekanizmasına sâhip blokzincir teknolojisinde ise, tüm düğümler karar alma ve uygulama süreçlerine oyları ile doğrudan etki edebilmekte ve fakat kararlar ve uygulamalar bir kişi ya da grubun irâdesine, yeteneğine ya da verimine bırakılmamaktadır. Merkezîyetsizlik prensibinin varoluş sebebi olan bu husus, blokzincir teknolojisinin de sunduğu en önemli imkânlardan biridir.

Blokzincir ağındaki işlemler ve verilerin herkese açık şekilde tâkip edilebiliyor olması, denetim konusunda blokzincir teknolojisini çok avantajlı hâle getirmektedir. Merkezî sistemlerde işlemlerin ve verilerin kolayca manipüle edilebiliyor olmasının yanı sıra, bunlara olan erişim ve bunlar üzerindeki denetim de yine merkez tarafından kolayca kısıtlanabilmektedir. Blokzincir ağının verilerinin dışarıya açık hâle getirilmesi, o ağdaki düğümler arasındaki oydaşmaya bağlıdır. Akıllı sözleşme gereğince kamuya açık olarak işletilen bir blokzincir ağının kısıtlı ya da kapalı hâle getirilmesi için bir kişi ya da grubun irâdesi yeterli değildir. 

Blokzincir teknolojisinin kamu hizmetleri yönünde sunduğu avantajları özet olarak şunlardır:

1- Blokzincir teknolojisi şeffaflığı ve güveni teşvik ederek kamu hizmetlerini dönüştürmektedir. Her işlemin ve kararın manipülasyona karşı korumalı bir şekilde kaydedilmesi bunu sağlamaktadır. Bu düzeyde açıklık, kamu hizmetlerini âdil ve dürüst bir şekilde işlediğine dâir güvence vermektedir.

2- Blokzincir teknolojisi, kamu hizmetlerindeki süreçleri rasyonelleştirmektedir. Verileri otomatikleştirerek ve güvenli bir şekilde yöneterek zaman alan bürokrasiyi azaltmaktadır. Bu verimlilik mâlî tasarruf sağlamakla birlikte, aynı zamanda kamu hizmetlerinin daha hızlı ve daha güvenilir olmasını sağlamaktadır.

3- Veri güvenliğinin yaşamsal önem taşıdığı bir çağda blokzincir teknolojisi güçlü bir çözüm sunmaktadır. Blokzincir ağında tüm kişisel bilgiler, kamusal bilgiler ve veriler, diğer tüm hassas veriler güvenli bir şekilde şifrelenmekte ve yetkisiz erişime karşı korunmaktadır. Bu güvenlik, hassas verilerin sıklıkla işlendiği kamu hizmetlerinde yaşamsal öneme sâhiptir.

4- Blokzincir teknolojisi, yolsuzluk ve gücün kötüye kullanılması riskini azaltan bir merkezî olmayan sistem üzerinde çalışır. Kontrolü ve denetimi yeniden toplumun eline vererek kamu hizmetlerinin yalnızca iktidârdakiler için değil; tüm kamunun yararına yürütülmesini sağlamaktadır.

5- Blokzincir teknolojisi, sosyal sorunların çözümünde yeni olanaklar sunmaktadır. Oylama sistemlerinden sosyal yardım dağıtımına kadar daha verimli, şeffaf ve âdil yenilikçi çözümler, blokzincir teknolojisi ile mümkün olabilmektedir. Blokzincir teknolojisi sâyesinde, toplumsal ihtiyaçları karşılamak için daha iyi özelleştirilmiş hizmetler ve işlemler gerçekleştirmek mümkündür.

6- Blokzincir teknolojisi sâyesinde, kamu hizmetlerine yapılan tüm harcamaların objektif verilerle ve güvenle muhasebeleştirilmesi sağlanmaktadır. Bu hesap verilebilirlik, kamu fonlarının etkin ve amacına uygun kullanılmasını ve dolayısıyla kamuya yönelik daha iyi ve verimli hizmet sunulmasını sağlar.

7- Blokzincir teknolojisi; lisansların, izinlerin ve kayıtların verilmesi gibi belgeleme süreçlerini basitleştirmektedir. Böylece uzun bürokratik işlemler ortadan kaldırılmakta ve bireylerin kamu hizmetleriyle etkileşimleri daha konforlu hâle getirilmektedir.

8- Blokzincir teknolojisi, oylama sistemlerinde devrim yaratarak onları daha güvenli ve manipülasyona karşı dayanıklı hâle getirmektedir. Böylece, oylama ve seçim süreçleri yüksek güvenlik içerisinde tamamlanabilmekte ve demokrasinin güçlenmesi sağlanmaktadır.

9- Blokzincir teknolojisi, kimlik doğrulama süreçlerini basitleştirmekte ve güvence altına almaktadır. Böylece kişilerin ve kurumların kamu hizmetlerine erişimi kolaylaştırılmakta, aynı zamanda kimlik hırsızlığı ve sahtekârlığa karşı üst düzeyde güvenlik ve tedbir temîn edilmektedir.

10- Blokzincir teknolojisi, akıllı sözleşmelerin kamu hizmetlerinde kullanılmasını, anlaşmaların ve sözleşmelerin güvenli ve verimli bir şekilde otomatikleştirilmesini ve uygulanmasını sağlamaktadır. Akıllı sözleşmelerin yaygınlaşması ile birlikte, hukukî ve idârî uyuşmazlıkların azalması da sağlanabilecektir.

b. Riskler

Blokzincir teknolojisinin kamu hizmetleri açısından önde gelen riskleri şunlardır:

1- Blokzincir teknolojisinin devlet kurumlarına ve kamu hizmetlerine entegre edilmesi yıkıcı bir süreçtir. Zîrâ blokzincir teknolojisi, “yıkıcı teknolojiler” statüsünde sayılmaktadır. Bu entegrasyon, mevcut sistemlerde uygulanması zor olabilecek önemli değişiklikler içermektedir. Blokzincir teknolojisi geleneksel yapıları değiştirdiği için, bu yeni teknolojiye uyum sağlamak zaman ve gayret gerektirmektedir.

2- Değişmezlik, blokzincir teknolojisinin en güçlü yanlarından biri olmakla birlikte, aynı zamanda kullanım açısından önemli bir sınırlamadır. Blokzincir ağına veriler girildikten sonra değiştirilememekte veyâ silinememektedir. Bu katılık, özellikle hukukî veyâ idârî süreçlerde, veri esnekliğinin gerekli olduğu kamu hizmetlerinde birtakım zorluklara yol açabilmektedir.

3- Blokzincir teknolojisi, kodlamadan kaynaklanabilecek açıklara karşı tamâmen bağışık değildir. Yüksek güvenlik özelliklerine rağmen, yazılımdaki herhangi bir kusur potansiyel risklere yol açabilmektedir. Bu nedenle, blokzincir ağını tehditlerden korumak için sürekli dikkât ve özen gerekmektedir. 

4- Ölçeklenebilirlik, kamu hizmetleri açısından blokzincir teknolojisi için önemli bir zorluktur. İşlem ve kullanıcı sayısı arttıkça blokzincir ağlarının performanslarında çeşitli sıkıntılar yaşanabilmektedir. Şimdilik bu sorun, blokzincir teknolojisinin büyük ölçekli kamu hizmeti operasyonlarında uygulanabilirliğini sınırlayabilmektedir.

5- Blokzincir ağları sıklıkla veri depolama zorluklarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Büyük miktarda veriyi bir blokzincir üzerinde depolamak çoğu zaman oldukça verimsiz ve mâliyetlidir. Bu nedenle, büyük miktarda veri depolamanın gerekli olduğu kamu hizmetlerinde blokzincir teknolojisinin kullanımı şimdilik tam performans gösterememektedir.

SONUÇ

Blokzincir teknolojisinin kamu hizmetlerinde her geçen gün daha yaygın kullanılması, bu teknoloji ile devletin ve toplumun etkileşimini de artırmaktadır. Blokzincir teknolojisi ile olan etkileşimin artışı ise, bu teknolojiyi yaratan temel fikir olan merkezîyetsizleşmeye dikkâtleri çekmektedir. Alışılagelmiş merkezî karar alma ve uygulama süreçlerinin aksine, temsilî demokrasinin dolaycılığı yerine doğrudan demokrasinin doğrudan katılımcılığını sağlayan blokzincir teknolojisi, insanlık târihinin merkezîyetsizlik geçmişine dâir unutulmuş reflekslerini canlandırmaktadır. Temsilî demokrasinin bugüne değin çözemediği temsil sorununu, katılım sorununu, paylaşım sorununu, yozlaşma sorununu ve diğer bağlı sorunları, merkezîytsizleşmenin ve onun cisimlemiş hâli olan blokzincir teknolojisinin çözebileceğine dâir birçok pratik söz konusudur. Kronikleşmiş yönetim sorunlarının birçoğunun merkezîleşmeden kaynaklandığı, kısmî yetki devirlerinin ya da yerelleşmenin de bu sorunları çözmekten uzak olduğu düşüncesinden hareketle, kamu yönetiminde merkezîyetsizleşmenin güçlü bir alternatif olarak değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Blokzincir teknolojisinin kamu yönetimini dönüştürücü etkisi tam bu noktadadır: Yeni bir teknoloji olarak blokzincir, kendi üst yapısını yaratacaktır. Kamu yönetimi, blokzincir teknolojisinin merkezîyetsizliği ile yeni kavramlar, yeni yöntemler ve yeni bir yönetişim ile tanışacaktır.


Yayın yeri: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yönetim Bilimleri Ana Bilim Dalı
Yayın târihi: 26.01.2024

Site Footer

Sliding Sidebar

    2019 © Oğuz Evren KILIÇ.   Bu internet sitesindeki tüm yazılar ve diğer içerikler izinsiz kopyalanamaz ve kullanılamaz. Tüm içeriğin hakkı mahfuzdur.